Yel, Kum ve Yıldızlar

“Daha ne olduğu bilinmeyen bir olay saklıdır bu ölü zamanın orta yerinde. Önemsiz ya da mutsuz, olan olmuştur artık. Yazgı diyeceğini demiştir, dönüşü yoktur bu kararın”.

Bu alıntıyı yaparak başlamak istedim yazmaya. Yel, Kum ve Yıldızlar inadı sayesinde verdiği yaşam mücadelesinden galip ayrılan bir pilotun serüvenini anlatıyor ve bir hayvan bile yapamaz yaptığımı diyerek de ekliyor. Kitabı bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuma kararı aldım. İstiklal üzerinde bulunan D&R ve Mephisto’da böyle bir kitabı bulamamış olmam ise beni biraz şaşırttı diyebilirim, neyse biz kitaba geri dönelim. Antoine de Saint-Exupéry ismini muhtemelen Küçük Prens isimli kitabından duymuşsunuzdur ve kendisinin kitaplarını daha önce okumuşsanız kitaplarında uçuş anılarını anlattığını da bilirsiniz. Bu kitapta da yazarın kendi yaşamından bir kesit yer alıyor. Bana kalırsa kitap iki bölümden oluşuyor ve anlatımı biraz kusurlu gibi geldi. Gerçi kusurlu yerine aksak desem daha doğru olabilir. Yani genel olarak akıcı bir kitap değil, okurken dağılabiliyorsunuz. Kitabın ilk kısmı Pilot Guillaumet’in uçağı düştükten sonraki yaşam mücadelesini anlatıyor. İkinci kısımda ise, yazar kendi yaşam mücadelesini anlatmaya koyuluyor. Bir anda “noldu ya şimdi” ya da “ben burayı okudum mu, sayfalar mı karıştı” diyebilirsiniz. Kitap doksanlı sayfalara kadar zorlasa da doksandan sonra akıcı gidiyor. Zaten tamamı 160 sayfa olan bir kitap, iki güne rahat rahat okur ve kitabı bitirmenin verdiği haz ile kitabın siz de bıraktığı etkiye bırakırsınız kendinizi. Belli bir noktaya kadar dağılsam da genel olarak kitabı çok sevdim. Kitabın farklı karizma kattığını da söylemem gerekiyor. “Ne okuyorsun?” dediklerinde bu kitabın adını söylerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. “Ayyyyyy ismiii ne kadar daaaaaa güzelmiiiiiiş” gibi yorumlarda gelecektir tabi buna da hazırlıklı olmak lazım. Şu sıralar hayatınızda bazı zorluklar varsa ve kendinize bir yoldaş arıyorsanız bu kitabı edinmenizi tavsiye ederim. Keyifli okumalar.