Batman : Ailenin Ölümü

Çizgi roman kategorisindeki ikinci yazımın hangi çizgi roman üzerine olacağına karar vermek bayağı bir zamanımı aldı doğrusu fakat sonunda buldum. Batman olacağı kesindi çünkü Batman benim için diğer süper kahramanlardan öncelikli bir konumda. Ancak Batman’in hangi hikayesini yazacağıma karar vemek bayağı bir düşündürdü beni. Telaşa gerek yok, onu da buldum. Pek sevgili “New 52 Batman’i”nin 11. ve 17. sayılarını kapsayan “Ailenin Ölümü” cildini yazmaya karar verdim.

Peki neden bu hikaye? Açıkçası özel bir sebebi yok. Bir yerlerden başlamam gerekiyordu. Belki de Joker’in damga vurduğu hikayelerden biri olduğunu düşündüğümden olabilir. Her neyse sonuç olarak bu yazımın başrol oyuncusu bu cilt.

Cilt hakkında kısa bir bilgi vermek gerekirse, cilt dediğim gibi “New 52” etkinliğinin Batman serisinin 11. ve 17. sayılarını kapsıyor. Peki bu ne demek? Bilenler bilir, Dc 2011 yılında “New 52” etkinliğini başlattı. Bütün seriler gibi Batman’in kendi serileri de yeniden başlatıldı. Bu etkinliğin ayrıntıları da yakın zamanda yeni bir yazımın konusu olabilir. İşte bu cilt de yeniden başlatılan Batman serisinin 11. sayısı ile başlayıp 17. sayısı ile biten hikayesini konu alıyor.

Hikayenin yazarı Scott Snyder, çizeri ise Greg Capullo. Capullo’yu Spawn takip edenler hatırlayacaklardır. Snyder ise American Vampire serisinin yaratıcısı olup ayrıca şu sıralar Dc’nin “Rebirth” etkinliği kapsamında “All-Star Batman” serisini yazmaktadır. Bu seriyi de takip ediyorum ve beğendiğim söylenebilir.

Kısa bir bilgiden sonra gelelim içerikte neler olduğuna. Hikayenin başrolü her ne kadar Batman olsa da asıl damga vuran karakter bana göre Joker. Yaklaşık bir senedir ortalıklarda görünmeyen Joker, en acımasız ve korkunç haliyle geri dönüyor. Amacı her ne kadar Batman ile uğraşmak olsa da bu sefer direkt onu değil de Batman’in ailesini hedef alıyor. Bildiğiniz üzere Batman yalnız çalışmayı sevdiğini söylese de gayet büyük bir aileye sahip. Nightwing, Red Robin, Bat-Girl, Robin, Red Hood ve tabiki Alfred’den oluşuyor ailesi. Gerçi şu sıralar daha fazla üyeye sahip ama en azından bu hikayedeki karakterler bunlar.

Batman’in en büyük korkusu yeniden bir aileye dahil olup, onları anne ve babasını kaybettiği gibi kaybetmek. Dolayısıyla şu an bulunduğu ailenin üyelerini kötü adamlardan uzakta tutmaya çalışıyor. Joker’in asıl amacını öğrendiğinde ise daha büyük sıkıntının içinde buluyor kendisini. Joker adamın en büyük korkusunu gerçeğe dönüştürmek için geri dönüyor yahu! Hem de en korkunç haliyle. Tamam Joker en korkutucu kötü adamlardan biri fakat bu sefer bir kademe daha korkutucu çünkü yüzü yok. Evet yüzünün derisi çıkarılmış halde. Üstelik bunu bilinçli bir şekilde Dollmaker’a kendisi yaptırıyor. “Yeniden doğuş” gibi bir anlamı olduğu söylense de asıl sebep bir sır. E sonuçta Joker bu, adamın gerçek kimliği bile muamma.

Çıkarılmış yüzünü bir yıl sonra geri alıp tekrar kendisine taktıktan sonra(asıl tabirin bu olduğuna emin değilim ama maske gibi takıyor kendi yüzünü işte) Batman ve ailesine zor zamanlar yaşatmayı amaçlıyor Joker. Bunu yaparken diğer kötü adamları bile kullanıyor. Riddler, Two-Face, Penguin ve dahası. Hikayede Batman ve Joker’in ilişkisine de değiniyor Snyder. Hani şu “Kahraman-kötü adam aşkı” ilişkisi.

Joker’in ne kadar acımasız olduğunu tekrar tekrar gösteren bu hikayeyi okunmaya değer olarak görüyorum. Batman’in en büyük korkusunu, Batman’in en büyük başbelasıyla birleştiren bu cildin Cenk Könül tarafından Türkçe’ye çevrilmiş halini JBC yayıncılık katkılarıyla bulabilirsiniz.